16 Eylül 2013 Pazartesi

Tarih Tekerrürden İbarettir


Savaşmaktan kolu kanadı kırılmış Anadolu, dönemin büyük emperyalistlerinin maşası Yunanistan tarafından işgal edilmişti. Ayağına giyecek çarığı zor bulan Anadolu insanı, söz konusu vatan savunması olunca adeta küllerinden doğdu ve Sovyet Rusya'nın da para ve silah yardımları ile işgalcileri vatanından kovdu. Savaş sonrası Yunanistan'ında ise emperyalistlerin emelleri uğruna halkını bu kirli savaşa sürükleyenler aşağılanarak ağır cezalara çarptırıldılar.

Tarih malesef tekerrürden ibarettir çünkü bazıları tarihten ders almazlar. Şimdi lütfen yukardaki paragrafı Türkiye-Yunanistan yerine Suriye-Türkiye olarak okuyun.
  
Ateş açıldı sınır ötesinden dediniz olmadı, Suriye'ye Türk jetini keklik gibi gönderip düşürttünüz olmadı, kimyasal silah dediniz olmadı, şimdi de helikopter düşürdünüz. Sınır tecavüzü madem çok önemli, sınırdan elini kolunu sallayarak geçen silahlı militanlara niye ses etmediniz? Yıllarca sınır ötesine topraklarımız tehdit altında, terör belasını bitiricez diye operasyon yaptık. Suriye, "helikopterimiz silahlı militanları kovalıyordu" derse ne yüzle cevap vereceksiniz? 


Esad mı Esed mi artık adını sen koy, bölgenin en demokratik, en dürüst lideri değil ben de farkındayım. Yıllaca alttan alttan ülkemizdeki terörü fişekledi Suriye; fakat bölge problemlerine işgalcilere yancı olarak, onlardan medet umarak çözüm bulunmaz. Tuttunuz dün kardeşim dediğiniz adama (niye dediyseniz) bugün emperyalistlerin gazına gelip savaş ilan ettiniz.

İşgalci emperyalist ordunun önünde bayrak sallayarak müslüman boğazlamaya can atan arkadaşım; torunlarının yüzüne bakacak yüzün olsun istiyorsan bir daha düşün. Çünkü eline kan bir kere bulaştı mı seni ne tarih affeder ne de Allah...

11 Eylül 2013 Çarşamba

Stratejik Derinlik


 
Politikada ya dışarıda arkan sağlam olacak ya da içeride vatandaşın ile bütünleşeceksin. Burası dünyanın en pis coğrafyası; yurt içinde bir yaran olursa “dış mihraklar” gelir basar tuzu. Hükümet ABD desteği ile kaç yıldır padişahçılık oynarken iyiydi ama maalesef o günler bitmiş gözüküyor. Dış politikada stratejik derinlik sağ olsun kötü günler bizleri bekliyor. Kendini cihan padişahı sanıp milletin iç işlerine hem de açıktan silah ve lojistik yardımı ile karışırsan, çarşı karışır hemşerim. Artık Erdoğan’ın milletin karşısına geçip “yaptım oldu, size mi soracaadım…” deme lüksü kalmadı fakat kendisi ve yandaşları maalesef bunu henüz kavrayamadılar. ODTÜ kampüsünden 8 şeritli yol geçirme planı bunun güzel bir örneğidir. Umalım da daha nice örnekler görmeyelim. Çünkü olan her zaman olduğu gibi gene analara oluyor, Allah sabır versin...

5 Eylül 2013 Perşembe

Geleneksel ODTÜ Provokasyon Şenlikleri



ODTÜ'nün orman arazilerini ranta açma çalışmaları kapsımnda ODTÜ ve ODTÜ'lülerin söylemlerini itibarsızlaştırmaya çalışarak, kamuoyu nezdinde bu talana karşı yürütülen mücadeleyi desteksiz bırakma çabalarına dün itibari ile hız verildi.

 
Neymiş efendim ODTÜ'de faşizm varmış, türbanlılar okuldan kovulmuş. Suriye'de işler boka sarınca Erdoğan gündeme taşıdı gene 2-3 gün önce türbanı, bilinçli gündem değiştirme çabaları bunlar ama geçti artık din üstünden mağduriyet günleri. Ağaç kesilmesin diye eylem yapan başı örtülü kadın sokak ortasında polisten tokat yiyince; hükümet park yıkılmasın diye kamp kuran muhafazakarların ibadet ettikleri mescitlerini başlarına yıkma emri verince bitti o edebiyat... 


 Odtü'de büyük ihtimal yeni kayda gelen öğrencileri ağına düşürmeye çalışan cemaatçiler protesto edildi. Başörtüsü mağduriyeti temelli tam da kampüs içinden 8 şeritli yol geçirme planı varken servis edilen habere bak. Yemezler canım
Daha doğrusu YEDİRMEZLER

 
Türbanlı öğrencileri dövmeler, namaz kılanları yakıp kemiklerini köpeklere atmalar felan görürseniz orda burda aklınızda olsun asıl gündem...
 
 
Bu bayatlamış oyuna düşmeyerek takipçilerine ifşa eden Devrimci Müslümalar'a da burdan selam ederim.

Ek Not: Bu satırları yazdıktan sonra ekiplerin araziye dalıp ağaç kesimine başladığı ve öğrencilere müdahele edildiği haberi geldi. Maskeler düştü ve provokatif dezenformasyonun asıl sebebi de gün yüzüne çıkmış oldu

20 Temmuz 2013 Cumartesi

2013-2014 Sezonu Galatasaray Formaları


2013-2014 sezonu Galatasaray formaları yine hüsran, klasik parçalı dışındakiler çöp... Geçen sezon forma almayıp bu sezonu beklemiştim Drogba'nın forma numarası belli olsun da ona göre yazdırırım diye. Karşımızda gene taraftarı cezbetmekten uzak başarısız tasarımlar... Bu işlerden anlayan bir adam bulmak çok mu zor? Hadi onu geçtim dünya futbol tarihine damgasını vurmuş Drogba senin takımında oynuyor, Fildişi Sahilleri'nin formasını andıran turuncu bir forma çıkartmak niye kimsenin aklına gelmez arkadaş? 


13 Mayıs 2013 Pazartesi

Kim Kazandı?



Memleket kan gölüne dönmüş, her yerde savaş davulları çalıyor, siz neyin derdindesiniz?
Fillerin tepişmesinde yeni bir oyun sahneye konuyor, bize de yine çimen olma rolü biçiliyor
Anneler gününde anaların gözü yaşlı
Gün birlik olma günüyken siz napıyorsunuz?
Anca yiyin birbirinizi
Biri diğerine muz sallar öbürü gider gencecik bir delikanlıyı öldürür
Memleketin afyonu olmuş futbol
Bir de utanmadan iki taraf da kutlama yapıyor
Kim kazandı bu hafta sonu arkadaş biri bana lütfen anlatsın
Lanet olsun tur atıp kutladığınız galibiyete
Lanet olsun saha ortasında kutladığınız şampiyonluğa
Galibiyetiniz de batsın şampiyonluğunuz da...

3 Mayıs 2013 Cuma

Benfica 3 - 1 Fenerbahçe



İşin milliyetçiliğinde değilim; gariban ülkeyiz sonuçta... Fenerbahçe kupayı alsa evine güç bela ekmek götüren, çoluğunu çocuğunu zor doyuran insanlar bir nebze de olsa sevinecekti, yüzleri gülecekti ama olmadı. Dünkü maç sonrası içim buruk; keşke başkanınız Galatasaray İtalyan, Alman, İngiliz, İspanyol temsilcilerini geçip finalde Arsenal'i yenerek UEFA kupasını alınca tesadüf demeseydi, keşke 2009 yılınca Hamburg'a elenince maç biter bitmez klübün resmi sitesinden "Final Biletiniz Bizden" diye kendinizce dalga geçmeye kalkmasaydınız da biz de üzülebilseydik...

15 Ocak 2013 Salı

Alamut


Sloven yazar Wladimir Bartol'un muhteşem eseri "Fedailerin Kalesi Alamut" en azından benim okuduklarım arasında Hassan Sabbah ve fedailerini konu alan en iyi roman. Yıllardır Yurt Kitap-Yayın'dan okuduğumuz bu eser artık Koridor Yayıncılık tarafından basılıyor. Fakat Yurt Kitap-Yayın da boş durmamış ve eskiden Wladimir Bartol'un kitabı için kullanıdığı kapağın aynısı ile James Boschert'in "Kartal Yuvası Alamut" adlı kitabını basmaya başlamış. Olur da okumaya karar verirseniz aldığınız Alamut'un doğru Alamut olduğundan emin olun.