1986-89 Wimbledon1989-91 Leeds United
1990-92 Sheffield United
1991-93 Chelsea
1992-98 Wimbledon
1997-99 Queens Park Rangers
1998 Lock, Stock and Two Smoking Barrels
2000 Snatch
2000 Gone in 60 Seconds
2001 Swordfish
.
.
.
Hayat futbola fena halde benzer. Ne kadar yetenekli olursan ol, iyi bir takımın yoksa kaybedersin.
I used to go missing a lot - Miss Canada, Miss United Kingdom, Miss Germany
Dün gene iddaalı bir gündü benim için. Gün boyu yaptığım uzun araştırmalar sonucu kuponumu hazırladım ve gidip bayiden oynadım. Kuponu elde tutmak ayrı bir keyif veriyor insana, imkan varsa bayiden oynamayı tercih ediyorum.
Biliyorum acıktın balık kardeşim. Karşındaki solucan da parıltılı geldi sana haliyle. Peki hiç düşünmüyor musun bu içindeki iğne ne diye? Amaç gerçekten de seni beslemekse niye iğnesinden çıkarıp atmadılar sana solucanı? Niye inatla iğneyle beraber attılar önüne? Buna rağmen senin "solucan da solucan" inadın niye? Sen iğneyi yuttuktan sonra bi daha kim niye solucan atsın sana? Anlayana ...
Sinirlerine hakim olma konusunda sıkıntısı var Keita'nın. Kırmızı kart yeme potansiyeli yüksek bir oyuncu. Nouma gibi bassın tokadı canımı yesin o ayrı ama Keita tabiri caiz ise o kadar "delikanlı" değil. Darbe almadan yere yığılan topçu modelini sergilediği an silindi kulübün gözünde.

Başarılı olmanın temel kurallarından biridir çalışan parçaya dokunmamak. İşini görüyorsa niye kurcuklayasın ki? Futbolda amaç gol atmaktır, gol yememektir. Sasa İliç 10 gol 10 asist yapıyordu bir sezonda. Ama biz adamı beğenmedik. Koskoca Galatasaray, İliç de kimmiş. Bize marka isimler yakışır. Ardından Lincoln faciası ... Lincoln'e dökülen paralar ne için? İliç kadar gol atsın, asist yapsın diye.
Koskoca Galatasaray, Nonda da kimmiş. Bize marka isimler yakışır. Ardından Jo faciası ... Jo'ya dökülen paralar ne için? Nonda kadar gol atsın diye. Sezon bitti, gönderilen Nonda hala ligde Galatasaray'ın en golcü futbolcusu ...
Galatasaray'dan sonra Capone'yi gören oldu mu? Peki Fleurquin, Batista ve Perez? Radu Niculescu' yu hatırlayan var mı? Victoria'yı en son Çaykur Rize'de gördüm ben.
ABD başkanı Jimmy Carter'a "bizim çocuklar işi bitirdi" şeklinde haber verilen 12 eylül darbesinden sonra onlarca siyasi cinayetin bir anda kesilmesi, darbenin aslında önceden ortamı hazırlanan bir kurgu olduğunu gösteriyor. Binlerce gencimiz bu süreçte hayatını kaybetti. Bir o kadarı da darbe sonrası. Kenan Evren adaletli bir insan olduğunu göstermek için bir demecinde kimsenin yalnız asılmadığını, bir solcu asıyorlarsa yanında da mutlaka bir sağcı astırdıklarını gayet soğukkanlı bir şekilde söyledi.
Şimdi başbakan meydanlarda 12 eylül mağdurları için göz yaşı döküyor, referandum için evet oyu istiyor. 12 eylülcülerin yargılanması tabi ki tüm halkın ortak talebi. Fakat 12 eylül mağduru partiler CHP, MHP ve BDP ise referanduma hayır diyor. Eğer 12 eylülcüler yargılanacaksa ve yapılanların hesabı sorulacaksa bu işte bir gariplik yok mu sizce?